Sevgili Eyüpsultan Haber Gazetesi okurları...
Devşirme çocuk Şehit Sokollu Mehmed Paşa'dan 60 yıl Osmanlı Devleti’ne büyük hizmet.
Öncelikle, ülkemizde meydana gelen depremin yol açtığı çok sayıdaki can kaybı nedeniyle başımız sağ olsun. Vefat edenlerin ailelerine, yakınlarına Allah sabır versin. Felâket sonucu yaralananlar için de, âcil şifâlar diliyorum.
Sokollu Mehmed Paşa'nın kaderini ve çabasını, tarihin yazdığı gibi kısaca kaleme aldım.
Yazıma Kuran-ı Kerim’deki bir ayetle başlıyorum:
“Biz, her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık” (İsra-13)
Aklınızda bazı sorular oluşabilir. Sorularınızı, diğer detaylı yazılan tarih kitaplarından okuyabilir, daha iyi bilgiler alabilir ve aklınızda kalan soruların cevaplarını bulabilirsiniz.
1505 yılında Rudo kasabası, Osmanlı idaresi altında iken Sokol olarak adlandırılan, Bayo Sokoloviç'di. Sokollu Mehmed Paşa, Sokollu Ahmet Bey'in oğludur ve bu iddia, Mehmed Paşa'nın düzenleyip imzaladığı vakıfnâmesine dayandırılmıştır. Bu nedenle Balkan halkı arasında Mehmed Paşa, Sokoloviç olarak anılır. Vaftiz edilirken kendisinine Bayo adı takılmıştı. Yaygın görüş, Sokollu'nun Boşnak kökenli olduğu yönündedir ancak Sırp olduğu yönünde de görüşler vardır. Sokollu'nun babasının adı Dimitriye idi. Dimitriye'nin bir kızı ve Sırp tarihçilerine göre üç, Türk yazarlarına göre ise iki oğlu daha vardı. 1519 yılında devşirme sistemi ile çocuk 14 yaşında, Edirne Sarayına getirilmiş, Mehmed adı verilerek Türk ve Müslüman kültürü ile yetiştirilmiştir. Ardından İstanbul'a gönderildi. Topkapı Sarayı'nın Enderun bölümünde çeşitli görevlerde bulundu. 1541'de Kapıcıbaşılığa yükseldi. 1546'da saray hizmetlerinde başarılı olanların dış göreve atanmaları yolundaki gelenek uyarınca, Kaptan-ı Derya'lığa getirildi. Görevde iken Trablusgarp Seferi'ne katıldı, İstanbul Tersanesi’ni genişletti ve yeniledi.
1549'da vezirliğe yükselerek, Rumeli Beylerbeyliğine atandı.
Avusturya ile 1547'de imzalanan barış antlaşmasının bozulması üzerine Sokollu Mehmed Paşa, 1551'de (bugünkü Romanya’nın batı ve orta bölgelerine eskiden verilen ismi) Erdel’e yapılacak seferin komutanlığına getirildi. 80.000 kişilik orduyla Erdel'e giren Sokollu Mehmed Paşa, önemli kaleleri aldı ama Temeşvar Kuşatmasında başarılı olamayarak geri çekildi. Temeşvar, 1552'de Macaristan serdarlığına atanan Kara Ahmet Paşa ile alınabildi.
I. Kanûni Sultan Süleyman, 1553'te Sokollu Mehmed Paşa'yı Rumeli askerlerinin başında Anadolu'ya gönderdi. Aynı yıl başlayan Nahçıvan Seferinde, Sokollu komutasındaki Rumeli askerleri büyük başarı gösterdiler. Sefer dönüşünde Sokollu, üçüncü kez vezirliğe yükselerek kubbealtı vezirleri arasına katıldı. Sokollu Mehmed Paşa, Süleyman'ın oğulları arasındaki mücadeleler sırasında da hep II. Selim'in yanında oldu. Nitekim taht mücadelesini Sultan Selim kazandı. Semiz Ali Paşa'nın sadrazamlığa yükselmesiyle ikinci vezir olan Sokollu, onun 1565'te ölmesiyle sadrazamlığa getirildi. Yaşı hayli ilerlemiş olan I. Kanûni Sultan Süleyman, çok güvendiği Sokollu'ya geniş yetkiler vermişti. 1561'de üçüncü vezir iken I. Kanûni Sultan Süleyman'ın torunu ve Sultan II. Selim'in kızı Esmehan Sultan ile evlendi.
Bu tarihten, ölümüne kadarki 15 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun idâresini fiilen elinde tuttu. I. Kanûni Sultan Süleyman'ın son seferi olan Zigetvar Kalesi fethini, padişah öldükten sonra o idare etti. I. Kanûni Sultan Süleyman'ın ölümünü askerden II. Selim gelinceye kadar saklayarak onu tahta çıkarmayı başardı. II. Selim döneminde sürekli sadrazamlıkta kaldı ve devlet işlerini idare etti. Sokollu 1568'de Avusturya ile 8 yıl süren bir barış antlaşması imzaladıktan sonra doğuya yöneldi. Amacı Osmanlı egemenliğini Asya'da ve doğu denizlerinde de güçlendirmekti. Portekiz'in Hint Okyanusu'ndaki artan etkinliğine karşın Kızıldeniz, Umman Denizi ve Basra Körfezi'ndeki Osmanlı gemilerinin sayılarını attırdı. Hindistan ve Endonezya ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Sokollu ayrıca Tunus'u Osmanlı himayesi altına sokarak, Kuzey Afrika'yı da denetlemek istiyordu. Ama Piyale Paşa ve Lala Mustafa Paşa gibi karşıtların etkisiyle Divan 1570'te Kıbrıs'ın alınması kararını aldı. Sokollu Venediklilere karşı böyle bir savaşın Avrupa'yı kendilerine karşı birleştireceği görüşündeydi. Ama Lala Mustafa Paşa Divan'a uyarak 1571'de Kıbrıs'a çıktı. Haçlı Donanması'nın misillemesinde Osmanlı donanması İnebahtı'nda yenildi. Alınan ağır yenilgi karşısında Osmanlılara gelen bir Venedik elçisine "Biz sizden Kıbrıs'ı alarak kolunuzu kestik, siz ise donanmamızı yenmekle yalnızca sakalımızı kestiniz; unutmayın ki, kol bir daha yerine gelmez, ama sakal eskisinden de gür çıkar." dedi. Gerçekten de Sokollu'nun dediği oldu ve Venedikliler barış istemek zorunda kaldılar. Daha sonra Osmanlı Donanması Tunus'u İspanyollardan alındı.
Sokollu 1574'te ölen II. Selim'in yerine geçen III. Murad döneminde de sadrazamlığını sürdürdü. Fakat artık eski gücü yoktu, çünkü padişah da artık onun karşıtlarıyla iş birliği hâlindeydi. Sokollu yine de bazı siyasal başarılara imza attı. Fas'ı Portekiz akınlarından kurtardı, Avusturya'nın saray içine dönük oyunlarını etkisiz hale getirdi. Fakat baskılar artık iyice artmıştı, amcasının oğlu Budin Beylerbeyi Sokullu Mustafa Paşa sudan bir nedenle idam edildi. Sokollu Mehmed Paşa, 11 Ekim 1579 tarihinde derviş kılığındaki biri tarafından bir ikindi dîvanı çıkışında kalbinden hançerlenerek ağır yaralandı.
Ağır yaralarından dolayı Sokollu bir süre sonra 74 yaşında öldü. Eyüpsultan'da bulunan, genç yaşında vefat eden oğlu için Mimarsinan'ın yaptığı türbeye defnedildi. Sadrazamın kâtili konuşturulamadı ve ertesi gün öldürüldü. Sokullu’yu öldüren kişi, görünüşte tımarlarının azaltılmasından şikâyetçi olan bir Boşnak olduğu iddia edilmiştir. Ancak bazı araştırmacılar, suikastta yıllar önce şeyhleri Hamza Bâli' nin idam edilmesinin intikamını almak isteyen Hamzavîlerin rolü olduğunu iddia etmektedir. Ayrıca sadrazamdan kurtulmak istediği düşünülen III. Murad’ın da suikastın arkasında olduğu iddiaları vardır.
Sokollu Mehmed Paşa, 14 yıl süren sadrazamlığı boyunca usta bir siyasetçi olarak öne çıkmış, birçok askeri ve siyasal başarının elde edilmesinde birinci derecede rol almıştır. 60 yıllık devlet hizmeti sırasında da hiçbir görevinden alınmamış, daima bir üst göreve atanmış olması da ayrı bir özelliğidir. Sokollu’nun bir tanesi İstanbul'da, diğerleri Lüleburgaz, Havsa (Edirne) ve Payas (Hatay)'ta bulunan beş külliyesi, ayrıca imparatorluğun hemen her yanına yayılmış başka eserleri de vardır.
Don ve Volga ırmakları arasında bir kanal açarak Osmanlı donanmasına Hazar Denizi yolunu açma, Süveyş Kanalı'nı açma, İzmit Körfezi-Sapanca Göl’ü-Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz'e alternatif bir boğaz açma gibi çağının ötesinde projeleri vardı. Don-Volga kanalı için gerekli işgücü seferber edildi, ancak hava şartları nedeniyle çalışmalar sürdürülemedi. Süveyş Kanalı düşüncesiyle ön adım olarak Sudan zapt edildi. Ancak bu proje de sonuca ulaşamadı. Devlet teşkilatı içinde de önemli düzenlemeler yapmıştır.
Selam ve dua ile...
Meral Y. GEMİCİ