Sevgili Eyüpsultan Haber okurları..,
Kaptan-ı Derya Mustafa Paşa'nın hayatı ve kıdemleri
Bosnalı Arnavut asıllıdır. Devşirme olarak İstanbul'a getirilip, Enderun'da eğitim görmüştür.
"Parlak" lakabı hakkında bilinen bir belge yoktur ama Sicill-i Osmani'de lakabının "Palak" olduğu ve bu sözcüğün de Arnavutça "ihtiyar" anlamında "plak"tan geldiği bildirilmektedir. İsmi değişik kaynaklarda; Plak, Pulak, Bulak, Balak, Palak ya da Parlak şeklinde geçmektedir. Eyüpsultan’daki türbesinde bulunan mezar taşında, Mustafa Paşa'nın lakabı Pulak, babasının ismi de Kasım Bey olarak belirtilmiştir.
Saraydan çıkışı, Yanya Sancakbeyi olarak göreve getirilmesi ile oldu. Sonrasında Gelibolu Sancakbeyi, I. Süleyman saltanatı başlarında da (1520) Kaptan-ı Derya oldu. Kaptan-ı Derya’lık görevinde iken Rodos Seferi hazırlıkları sırasında, Piri Reis tarafından Sığacık Limanı’nın stratejik konumunun fark edilmesiyle, Kanuni Sultan Süleyman tarafından verilen emirle Sığacık Kalesi, Parlak Mustafa Paşa tarafından Teos harabelerinden getirilen taşlar kullanılarak yeniden yaptırılmıştır. 1522 yılında gerçekleşen Rodos Seferi'nde kendisi Kaptan-ı Derya olmakla birlikte, ordunun serdarı ikinci vezir Çoban Mustafa Paşa olup, çoğu kaynakta isim benzerliğinden dolayı karışıklık bulunmaktadır ki, tarihî süreç incelendiğinde, ordunun Serdarının Çoban Mustafa Paşa olduğu anlaşılmaktadır.
(Kaptan-ı Derya: Osmanlı donanmasının başında bulunanlara Kaptan-ı Derya adı verilmiştir. Günümüzde ise Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak geçmektedir.)
Mustafa Paşa, 1522 yılında Rodos'un ele geçirilmesinden hemen sonrasında Bodrum ve İstanköy'ü Osmanlı topraklarına kattı. Ancak büyük olasılıkla Rodos'un ele geçirilmesinin uzamasına sebep olduğu gerekçesiyle, 16 Aralık 1522'de Kaptan-ı Derya’lık görevinde alındı. Saraydan Şah-ı Hûbân adında bir cariye ile evlendikten sonra, vezir pâyesini aldı. Eyüpsultan’daki türbesinde yazan "Kapûdân idi vezâretle Süleyman Han'a" ifadesinden yola çıkarak, vezirliğinin 1520 başlarında olduğu düşünülebilir.
Evliya Çelebi hakkında şu bilgileri vermiştir: "Süleyman Han veziri kaptan paşalarındandır. İstanbul’dan kırk parça kadırga ile Septe Boğazı’ndan mühimmat ve cephane ile çıkıp, Mısır ceziresini Habeş Burnu’nu dolaşarak, Lahsa ve Basra’dan Bağdat altına yirmi parça kadırga ile Süleyman Han’a ulaştı ve Bağdat fethinde bulundu. Hizmeti karşılığında Mısır verildikten sonra, İstanbul’da kubbe veziri iken öldü. Eyüpsultan avlusunda, Hünkârkapısı dışında özel kubbesi içinde meftundur.
Mustafa Paşa, 1531'de Şam Beylerbeyi oldu. Bazı kaynaklarda, aynı sene sonunda bu görevden azledildiği belirtilse de, (eğer bir isim karışıklığı yoksa) tarihi kaynaklara göre 1533'e kadar bu görevde bulundu. 1533 ya da 1534 yılında ölmüş olup Eyüpsultan’daki türbesine defnedildi.
Serez'de 1519 yılında inşa edilen ve günümüzde yıkık halde bulunan Mustafa Paşa Camii’nin de, kendisi tarafından inşa ettirildiği düşünülmektedir.
Selam ve dua ile...
Meral Y. Gemici
Kaynak: İslam Tarihi Ansiklopedisi, Wikipedia
Pasifik okyanusundan Eyup Sultandanki tum guzel insanlara selamlar