Erik dalı gevrektir Amanın basmaya gelmez
Arzu ile kifayet diye bir cümle kurmuştuk bir önceki yazımızda. Demokrasi ile ilgiliydi.
Peki, uzatmayıp hatırlatayım.
Demiştik ki, arzu ile kifayet arasında ki derin boşlukta kavram kargaşasında kalmıştır “Demokrasi…”
Hiç birimizin gözünü alamadığı günümüz siyasetinde demokrasi, özgürlük, eşitlik, çağdaşlık düsturuyla ve de hak hukuk adalet sloganıyla birinci sırada Atatürk’ün partisi CHP tüzük değişikliğe gidiyormuş.
Öncelikle hayırlı olsun diyelim ve diyelim ki erik dalının gevrek olduğunu bilen halkçı ve demokrasinin bekçisi CHP yöneticileri Atatürk’e layık olduklarını ispat etmek için siyasetin mecrasını değiştirip inkılâpçılık ilkesini hatırlayarak bir devrim yapar mı?
Mesela radikal bir karar alıp, iki dönem kuralı getirir mi? Nedir iki dönem kuralı?
Genel başkanların vekillerin, belediye başkanlarının, il ve ilçe başkanlarının iki dönem görev yapabilmesi. Bunu parti tüzüğünde görmek isteyen yıllarının birikimini Atatürk’ün kızı vasfını layıkıyla taşıyan geçen dönemde CHP Eyüp ilçeden meclis üyeliği yapan Filiz Gökçe’nin sosyal medya paylaşımlarından gördüm. Genel başkanın dillendirdiğini düşünerek kendisini ve partisini tebrik etmek için aradım. Bunun kendi arzusu olduğunu ve kim bana rüya görüyorsun diye gülerse gülsün, bu misyonu “erik dalının gevrek oluğunu” bile bile üstleneceğini söyledi. Şimdi anlıyorum isminin önünde akademik unvanları olan Atatürk’ü gerçekten anlayan bu kıza Filiz Gökçe’ye CHP kadrolarında niye görev verilmiyor?
Yıldıramamışsınız paşalar. Kız yürüyor, koşuyor.
Siz cumhurbaşkanına görev süren doldu, Anayasa böyle diyor demiyor musunuz? Her fırsatta anayasayı hiçe sayıyor diye mızmızlanmıyor musunuz? Haydi, bir cesaret gösterin. Halkçı olun inkılâp yapın! Parti tüzüğü de partinin anayasası değil midir? Siz bunu Atatürk’e borçlusunuz. Partizanlarınızla delik deşik ettiğiniz ilkeleri görmezden geldiğiniz ihanet ettiğininiz, sahip çıkanı, çıkmak isteyeni tanımayıp aforoz eden siz değil misiniz? Seçim zamanı kendisine selam verenin selamını alan Eyüp ilçe başkanınızdan bile, “bile” diyorum bakın bile sosyal medyadan ve ilçeden randevu talebi olan vatandaş ve federasyon yöneticileri çok Sayın Doğan Sarıtaş’a ulaşmak için nasıl bir kritere sahip olsun ki zatı şahanelerine ulaşabilsin? Keza belediye başkanı Sayın Bülent Özmen beyefendiyi de iki aydır bekleyen federasyon yöneticileri tanıyorum.
Halkçılık çarşı pazar gezip çılgın nutuklar atmak değildir. Cesur kararlar vermeyi gerektirir. Bunları hayata geçirmekte inkılâptır. Haydi, her fırsatta cumhurbaşkanına dönem kuralını hatırlatan yöneticiler, siz iki dönem kuralını getirin uygulayın ve örnek olun.
Bunu arzulayan kifayetli erik dalına basmaktan korkmayan ve Atatürk’ün cumhuriyet kızı Filiz Gökçe’ye saygılarımla.
Siz Atatürk ilke ve inkılâplarını doğru anlamadınız, anlatamadınız. Ağzınıza bile almıyorsunuz. Kendi sloganlarınızla, Nutuk okumamış partizanlarınızla demokrasi, özgürlük söylemleriyle, demokrasiyi boş çeneye, özgürlüğü kumaş tasarrufuna getirdiniz. Mesela milliyetçilik…
Dünyanın her yerinde, her ahlak ve dinde; kimliğini, atalarını, örf adet ve geleneğini alan, ona göre yaşayan demektir. Yoksa bir bataklığı Atlantis diye gözünüze sokarlar...
Erik dalına basın korkmayın. Parti anayasanızda iki dönem kuralını getirin.
Halkçıysanız, halk sizden emekli milletvekillerine niye astronomik rakamlarla ödeme yaptığınızı soruyor. Yüksek sesle sorsanıza bu ülkede zina niye cezasız. 6284 riyakâr dost gibi yürü arkandayım diyor. Yalın kılıç yürüyorsun arkanda kimse yok. Seçimde dile doladığın emekliler konusu ayrı bir muamma. 3000 günden emekli olanla 9000 günden emekli olanı aynı potaya koydunuz.
Sizi gidi sizi.
Büyük düşünün, tasarlayın, yapın. Yapmak isteyeni görmezden gelirseniz, düşündüklerinizi inanıyorum ki Sayın Recep Tayyip Erdoğan yapar. Korkmadan basar o erik dalına.
Ümit Özdağ’ın yüksek sesle göçmen sorununu dile getirerek bebek bir partiye yüzde 4 oy kazandırması gibi.
De hayde.
Mümkünse muhabbetle, değilse sevgiyle
Gülümse…