45 SANİYEDE NELER DEĞİŞTİ?
ZİLZAL SURESİ
Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman,
İşte o gün yer, kendi hallerini anlatır.
Çünkü Rabbin ona (öyle) vahy etmiştir.
O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır.
Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir.
Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.
45 Saniye öncesine kadar neydik sonra ne olduk?
Kahramanmaraş ve Elbistan depremi
45 saniye sonrasında:
• “Anne-babası olanlar” bir anda öksüz-yetim kaldılar,
• “Oğlu-kızı olanlar” bir anda evlatsız kaldılar,
• “Evi-barkı olanlar” bir anda evsiz-barksız kaldılar,
• “İşi-gücü olanlar” bir anda işsiz-güçsüz kaldılar,
• “Fabrikası-işyeri olanlar” bir anda kendilerini sokakta buldular,
• “İş sahibi olanlar” bir anda kendileri işsiz kaldı.
• “Yüzlerce insana yemek yapan lokanta sahipleri” bir anda bir tas çorbayı bulamaz oldu.
• “Akıllı evlerde konfor içinde yaşayanlar” bir anda bir çadır bulma telaşına düştü.
• “Yine aynı yemeğimi yaptın anne” diye mızmızlanan çocuklar bir kaşık sıcak yemeğe hasret hale geldi.
• “Bugün farklı ne giyeceğim” hesabını yapanlar bir anda üzerine alacak bir örtüye muhtaç hale geldiler.
• “Kibir ve gururundan yanına yaklaşılamayacak adamlar” bir anda konuşacak ve kendilerini teselli edecek adam bulma gayretine düştü.
• “Küçük dağları ben yarattım edasıyla kibirli kibirli dolaşanlar” bir anda ne kadar aciz olduklarını anladı.
• “Altın süslemeli tabaklarda yemek yiyenler” bir anda plastik tabaklara doldurulan yemeklerin peşine düştü.
• “Kasalar dolusu parası olanlar” bir anda bir ekmek alacak para bulamaz hale geldiler…
Yukarıda sıralanan bu ve buna benzer misallere yenilerini eklemek elbette mümkün. Bütün bunlar zahiri olarak hepimizin gözüne çarpan hususlar.
HADİSENİN İKİ YÜZÜ
Biz, hadiselerin iki yüzü olduğunu biliyoruz. Hadiseler; ya bizatihi güzeldir ya da neticesi itibari ile güzeldir.
Bu hadiselerin diğer bir yüzünde ise şu hususlar var.
• “İslam’ı vasat bir mümin seviyesinde yaşayanlar” bir anda peygamberlerden sonraki en yüksek makam olan “şehitlik” mertebesine ulaştılar,
“Sadaka vermeyi cebindeki mevcut bozuk birkaç madeni parayı vermekten ibaret sayanların” depremde zayi olan malları bir anda sadaka hükmüne geçti.
Bize düşen ihlas, sadakat, uhuvvet, metanet.
Rabbim sabır ihsan eylesin.